Mart Ayı Günün Fotoğrafları (2022)
Şubat Ayı Günün Fotoğrafları (2022)
Ocak Ayı Günün Fotoğrafları (2022)
Infrared Işık
720 Nm İnfrared filitre kullanılarak Canon Eos 500d ile çekilmiştir.
Yüksek Hız Su damlası
Fotoğraf çekerken ışık kullanımı
IŞIK
Fotoğrafı etkileyen en temel öğe ışıktır. Işık enerjisi olmadan herhangi bir görüntünün fotoğrafik görüntüye dönüşmesi mümkün değildir. Bizim algımız ve görünür ışık fotoğrafçılığı yalnızca mor ile kırmızı arasında kalan elektromanyetik dalga boylarını içermektedir. Bu spektrum dışında kalan bizim kimyasal ve dijital yardımcı araçlar olmadan göremeyeceğimiz bir evren daha var.
Işığı bir kaynaktan her yöne doğru dalgalanarak yayılan parçacıklar olarak düşünebiliriz. Cisimler ışık kaynaklarından aldıkları ışık parçacıklarını saniyede 300000 km’lik bir hızla helezonik dalgalı bir biçimde yansıtarak görüntülerini oluştururlar. Bütün ışık türlerinin hızı aynı olduğu halde dalga boyları farklılık göstererek ışığın niteliğini belirler. Dalga boyu kısa olan zayıf, dalga boyu uzun olan ise güçlü ışıktır. Görebildiğimiz en uzun dalga boyu kırmızı, en kısası ise mavidir.
Işık kaynaklarını rengine göre tanımlarken onları tek renk ve polikromatik (yani çok renkli) olarak tanımladıktan sonra polikromatik olanları kesintisiz ve kesintili spektrumdan oluşanlar olarak ayırabiliriz. Siyah bir cismin ısıtılması ile elde edilen ışık kesintisiz olmasına rağmen spektral ağırlığı sıcaklık ile birlikte değişmektedir. Sıcaklığın artması ile birlikte önce kırmızı ışık yaymaya başlayan cisim daha sonra turuncu, sarı, beyaz, mavi, mor renkleri yaymaya başlar. Bu yolla ışık yayan kaynakların sıcaklıkları Kelvin olarak ölçüldüğünde;
RENK SICAKLIKLARI
Işık Kaynakları |
(ºK) |
Kızgın demir (Gözle görülen ilk kırmızılık) |
800 |
Kızgın demir (Bayrak kırmızısı) |
1250 |
Mum ışığı |
1900 |
60 W ev ampulü |
2800 |
100 W ev ampulü |
2860 |
200 W ev ampulü |
2900 |
500 W projeksiyon ampulü |
3100 |
1000 W tungsten-halojen ampulü |
3100-3200 |
Normal Flüoresan ampulü |
3700 |
Daylight Flüoresan ampulü |
4800 |
Elektronik flaşlar |
6000-7000 |
Güneş ışığı |
5000-5500 |
Bulutlar |
6000-6500 |
Bulutsuz gökyüzü |
7000-14000 |
Kelvin sistemi kullanılırken hesaplar zor olduğundan Micro-Reciprocal Degree’nin kısaltması olan MIRED derecesi kullanılmaktadır. (MIRED = 1000000/Kelvin) Örnek olarak ev içerisinde Tungsten Işığı kullanılarak yapılacak bir çekimde sonuçların Turuncu çıkmasını önlemek için kullanmamız gereken düzeltme miktarı şöyle hesaplanmaktadır . Film MIRED değeri – Mevcut Işık MIRED değeri = (1000000/5500) – (1000000/2800) = 182 – 357 = -175 MIRED. Bu durumda toplam -175 MIRED düzeltme yapmamız gerekecektir. Bunun için -130 MIRED düzeltme yapan 80B numaralı Mavi filtreyi, -45 MIRED düzeltme yapan Açık Mavi 82C filtresi ile birlikte kullanmamız gerekecek. Açık mavi ve açık turuncu renkte olan filtreler renk düzeltme dışında fotoğrafa sıcak veya soğuk bir hava vermek için sık sık kullanılmaktadır
Işık kaynağında dikkat edilecek başka bir özellik içerdiği Ultraviyole miktarıdır. Fotoğraf Emülsiyonlarındaki mavi katman UV’ ye en duyarlı katmandır. Gözle görülememesine rağmen UV ışınları fotoğrafın Mavi çıkmasına sebep olurlar. Bu maviliği önlemek için renksiz olan bir UV filtresi veya UV ışınlarını süzme yeteneğine sahip SkyLight adında açık pembe filtresini kullanmak hem objektifinizi temiz tutacak hem görünmeyen ışınlar tarafından fotoğrafta meydana gelecek olan renk kaymalarını önleyecektir. Açık havalardaki aşırı UV bazen pozometreyi etkileyerek sonuçların koyu çıkmasına sebep olur. Bu durumlarda pozometrenin önerdiği değerden bir stop daha fazla pozlandırma sonucu çözecektir.
KONTRAST
Fotoğrafta en karanlık ve en aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğudur. Örneğin; Işık kaynağından yayılan ışığın konuyu her yönden eşit bir şekilde aydınlatması sonucu (bulutlu havada çekilen) fotoğrafta kontrast düşük olur. Bunun karşıtı ışığın tek bir yönden konuyu aydınlatması sonucu (güneşli havada çekilen) fotoğrafta kontrast yüksek olur.
İyi bir fotoğraf için kontrast ana etkenlerden birisidir. Fotoğrafta kontrast ne fazla ne eksik olmalıdır.Yüksek kontrast koyu gölgelerden parlak beyaz aydınlıklara kadar geniş bir ton farklılığı içerir. Az kontrast karanlık gölgeler ve parlak aydınlıkların aşırı uçlarını içermeyen daha sınırlı bir ton farklılığı ifade eder.
Parlak güneşli bir havada yani kontrastın yüksek olduğu zamanlarda bir yere baktığımızda tüm ton farklılıklarını algılayıp detayları rahatlıkla görebiliriz. Unutulmaması gereken filmlerin ton farklılıklarının gözlerimiz kadar olmadığıdır. Film farkı göz ardı edilirse gözümüzün gördüğü detayları fotoğrafta göremeyiz.
Güneş ışınları, açık alanda her noktayı aynı derecede aydınlatırlar.
Nokta ışık kaynaklarından yapılan aydınlatmalar da uzaklık artıkça konuya düşen ışık şiddeti azalır.
Arkası yansıtıcılı kaynaklar, koni şeklinde, ışık kaynağından uzaklaştıkça genişleyen bir ışık huzmesi oluştururlar.
Diğer bir ışık kaynağı da gökyüzü, açık renkli duvar yüzeylerinden gelen dağınık ışık kaynakları şeklinde tanımlanabilir.
DOĞAL IŞIK
Doğa da fotoğraf çekerken ışık tek bir kaynaktan yani güneşten gelir. Flaş, lamba, ateş, ayışığı, reflektör gibi kaynaklar gün ışığının etkisini artırmak için kullanılırlar. Işığın kalitesi; günün saati, konuya geliş yönü, ışığa müdahale veya filmin özelliklerinden dolayı etkilenir.
Bir nesne üzerinden yansıyan ışık, nesnenin özeliğine bağlı kalarak düzgün, dağınık, kontrastlı,sert , yumuşak, donuk, sıcak, soğuk veya kırmızıdan maviye doğru değişik anlamlar verebilir. Genellikle donuk, mat mavimsi ışık sakin ve durağan bir anlam verir. Koyu ve sıcak ışık daha fazla heyecan ve enerji verir. Renkler bölümünde hangi rengin hangi anlamlar verdiğine bir göz atmanızda yarar var.
Göze hoş gelen fotoğraflar ışığın düzgün dağıldığı ve derinlik hissi vererek kontrast yaratan, çok koyu keskin olmayan gölgelerin yumuşak olduğu fotoğraflardır.
Doğru ışıktan yaralanmak için ışığı çok iyi okuyabilmeliyiz. Bu da artan tecrübe ile olur. Yani daha çok fotoğraf çekip, farklı ışıklarda aynı konuyu çekerek fotoğrafı nasıl etkilediğini görerek, daha çok fotoğraf görerek onların nasıl bir ışıkta çekildiğini inceleyerek ve sorarak öğrenebiliriz.
ÖNDEN GELEN IŞIK
Işık kaynağı konunun önünde fotoğrafçının arkasındadır. Konu bakış yönündeki her noktasından eşit miktarda aydınlanmış ve hiç gölge yoktur. Gölgenin yokluğu derinlik duygusunu yok eder. Bu tür ışık detay verme ve renkleri gösterme açısından çok etkilidir.
YANDAN GELEN IŞIK
Daha güçlü ve zengin görüntüler elde edilir. Sağ veya soldan gelen ışık gölgelere neden olduğu için görüntünün dokularını daha belirginleştirir. Yandan gelen ışıkla oluşsan bu gölgeler fotoğrafa derinlik duygusu kazandırır. Doku ve desen çekimlerinde bu ışık kullanılmalıdır.
Gölgelerin oluşturduğu kontrast çok yüksek ise gözün görebildiği detayları fotoğrafta göremeyeceğimizi söylemiştir. Bunun için dolgu flaş kullanarak yüksek kontrast düzeyi düşürülebilir.
TERS IŞIK
Işık kaynağı konunun arkasında fotoğrafçının önündedir. Ters ışıkta fotoğraf çekmek çok zordur ama çok etkili fotoğraflar elde edilebilir. Önden gelen ışıkta nesnenin görmediğimiz tarafını aydınlattığı için bakış yönümüzde detaylar kaybolur ama nesnenin dış formu belirginleşir. Konunun etrafındaki ışık hüzmeleri fotoğrafı güzelleştirir. İstenirse nesne dolgu flaşı ile aydınlatılabilir. Bunu fotoğrafa yükleyeceğiniz duygu belirler.
NOKTASAL IŞIK
Işık kaynağının bulutlardan, ağaçlardan yada başka açıklıklardan gelerek konunun bir bölümünü aydınlanmasıdır. Gün doğumunun hemen sonrasında veya gün batımından evvel, yağmurdan sonra bulutların arasından çıkan, ormanda ağaçların veya yaprakların arasından çıkan ışıkların hepsi noktasal ışıklardır. Bu tür ışık kaynakları ile son derece güzel fotoğraflar çıkar.
DOLAYLI GELEN IŞIK
Işık kaynağının diğer cisimlere çarptıktan sonra ilk gücünü kaybedip konumuzun üzerine düşen ışıklardır. Kapalı veya bulutlu havadaki ışıktır. Işığın konu üzerine düşen zamanda nasıl dağıldığı nasıl yansıdığına bağlı olarak farklı özellikler gösterir. Dolaylı ışık alan ortamlarda çekim yaparken düşük enstantane değerleri kullanılmak zorunda kalacağımız için sehpa ve daha hızlı filmler kullanmak gerekir.
Doğru pozlama
POZLAMA
Pozlama; kullandığınız film üzerinde istediğiniz görüntüyü elde edebilmek için ışığın hangi miktarda geçeceğini (diyafram açıklığı) ve hangi süre boyunca geçeceğinin (enstantane) kontrolüdür. İstediğiniz görüntüyü elde edebilmek için diyafram açıklığı, enstantane ve film hızı ayarlarını doğru yapmak gerekir. Bu üç ayarın arasındaki ilişkiyi iyi bir şekilde kontrol edebilmeniz gerekir, bu ilişkiye sonsuz üçgen ilişkisi de denir.
Pozlamayı anlatmadan önce diyafram açıklığı ve buna bağlı değişen net alan derinliği kavramları anlatılacaktır.
DİYAFRAM AÇIKLIĞI
Fotoğraf makinelerinde, objektiften film üzerine düşürülecek ışık miktarının belirlenmesine yarayan kısma diyafram denir. Diyafram yapısı itibarı ile insan gözü ile aynı fonksiyona sahiptir. İnsan gözündeki iris, yarıçapını büyüterek veya küçülterek retinaya gidecek olan ışık miktarını ayarlar. Aşağıdaki şekilden anlayacağınız üzere diyafram da aynı mantıkla çalışır.
Işık miktarına göre ayarlanacak diyafram için diyafram açıklığı değerleri kullanılır ve “f” ile gösterilir.”f” in tanımı aşağıdaki gibidir;
f = Odak Uzunluğu / Diyafram Çapı(D) = Diyafram Açıklığı
Her objektifin kendine göre bir diyafram açıklığı aralığı vardır. Bu diyafram açıklığı değerleri standartlara göre belirlenmiş olup aşağıdaki gibidir:
f 1.4, f 1.8, f 2 ,f 2.8, f 4, f 5.6, f 8, f 11, f 16, f 22, f 32
Yukarıdaki diyafram açıklıkları değerlerinde;her değer kendinden sonrakinin iki katı, kendinden öncekinin yarısı kadar ışık geçirir. Genel olarak bu şekilde olan diyafram açıklıkları, teknolojinin gelişmesi ile şu anda yukarıdaki değerlerin ara değerleri de kullanılmaktadır.
F = 50 mm’lik bir objektifte, bu değerlerin en küçüğü olan f = 1.4 ve en büyüğü olan f = 32 diyafram açıklıklarını örnek olarak alırsak;
f = 1.4 diyafram açıklığı için,diyafram çapı hesaplanırsa; 35.714 mm bulunur.
f = 32 diyafram açıklığı için,diyafram çapı hesaplanırsa; 1.5625 mm bulunur.
Sizinde gördüğünüz gibi en küçük diyafram açıklığı değeri olan f = 1.4 , en fazla ışık geçirecek olan diyafram açıklığı değeridir. En büyük diyafram açıklığı değeri olan
f = 32 , en az ışık geçirecek olan diyafram açıklığı değeridir. Burada bir ters orantı söz konusudur;diyafram açıklığı değerleri sayısal olarak azaldıkça, ışık geçirgenlikleri artacaktır.
ALAN DERİNLİĞİ
Alan derinliği sınırları, yani en öndeki net nokta ile en arkadaki net nokta arasındaki mesafe, istenilen netliğin sınırları, objektif odak uzaklığı, diyafram açıklığı ve konu ile fotoğraf makinesi arasındaki mesafe gibi birtakım etkenlere bağlıdır. Diyafram açıklığının fotoğraf üzerinde etkilediği bir diğer unsurda fotoğrafta net çıkacak bölgedir(net alan derinliğidir).Net alan derinliği, netleme yapılan objenin 1/3(a) oranında önünde
ve 2/3(2a) oranında arkasında olmak üzere fotoğrafta net olarak çıkacak mesafedir (a+2a).
Alan derinliği objektifin üzerinde yer alan; alan derinliği halkası ile belirlenir. Alan derinliği halkası, netlik halkası(metre halkası) ile diyafram açıklığı halkası arasında bulunur ve üzerinde o objektife ait diyafram açıklığı aralığında yer alan diyafram açıklığı değerleri bulunur. Diyafram açıklığı halkası ile netlik halkası hareketli, alan derinliği halkası ise bu iki halkanın değişmesi ile belirlendiğinden dolayı hareketsiz konumda yer alır ve merkezinde netleme çizgisi vardır.
Alan derinliğinin tayini için, alan derinliği halkası üzerinde kullandığımız diyafram açıklığı değeri bulunur ve her iki taraftan da netlik halkası üzerine çıkarılarak, alan derinliğinin kaç metreden başlayıp kaç metrede son bulduğunu anlayabiliriz
Kullanacağımız diyafram açıklığı değerini belirleyip, ayarladıktan sonra, ? ‘a netlik yapılır(net alan derinliği 5 metre ile ? arasındadır) ve alan derinliği halkası üzerinden seçtiğimiz diyafram açıklığı değeri ile kesiştirilerek netlik bölgesinin başlangıç değeri bulunur. Herhangi bir diyafram açıklığında sonsuza netlik yapıldığında,alan derinliğinin başlangıç uzaklığına hiperfokal(hyperfocal) uzaklık denir. Bulunan bu değere,(5 metreye) sağdaki şekilde olduğu gibi netlik yapıldığında, net alan derinliği 1.7 ile ? arasında olacaktır. Böylece alan derinliğimiz o diyafram açıklığı değeri için en büyük halini almıştır.
ALAN DERİNLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER:
*Diyafram çapı küçüldükçe, alan derinliği azalır.
*Kullanılan objektiflere göre alan derinliği değişir; geniş açılı(odak uzunluğu kısa) objektiflerde alan derinliği fazla iken, dar açılı(odak uzunluğu uzun) objektiflerde alan derinliği kısadır.
*Film düzlemi ile netlik yapılan konu arasındaki mesafe azaldıkça, alan derinliği azalır. Aynı şekilde film düzlemi ile netlik yapılan konu arasındaki mesafe arttıkça, alan derinliği artar. Bunun sebebi netlik ayarının kısa mesafelerde çok hassas iken, uzun mesafelerde hassaslığını yitirmesinden kaynaklanır.
ALAN DERİNLİĞİNİN UZATILMASI:
Seçilen herhangi bir diyafram açıklığı için alan derinliği ölçüsünün en büyüklenebilmesi arttırılmış netleme ölçüsü ile mümkündür. Bunu yapabilmek için netleme halkası üzerinde bulunan ? işareti, alan derinliği halkası üzerinde seçilen diyafram açıklığı değeri ile kesiştirilir. Bu yolla alan derinliği, seçilen diyafram açıklığı için maximum halini alır. Sonsuzdaki konular kabul edilebilir netlik bölgesinin en uzak noktasında olacaktır. En yakındaki net bölge ise netleme yapılan konu ile film düzlemi arasındaki uzaklığın ortalarından başlayacaktır. Bu yöntem ile en fazla alan derinliği elde edildiğinden genellikle manzara fotoğraflarında kullanılır.
Kullanacağımız diyafram açıklığı değerini belirleyip, ayarladıktan sonra, ? ‘a netlik yapılır(net alan derinliği 5 metre ile ? arasındadır) ve alan derinliği halkası üzerinden seçtiğimiz diyafram açıklığı değeri ile kesiştirilerek netlik bölgesinin başlangıç değeri bulunur. Herhangi bir diyafram açıklığında sonsuza netlik yapıldığında,alan derinliğinin başlangıç uzaklığına hiperfokal (hyperfocal) uzaklık denir. Bulunan bu değere,(5 metreye) sağdaki şekilde olduğu gibi netlik yapıldığında, net alan derinliği 1.7 ile ? arasında olacaktır. Böylece alan derinliğimiz o diyafram açıklığı değeri için en büyük halini almıştır.
ARALIĞA NETLEME
Diyelim ki; bir evin fotoğrafını çekeceksiniz ve öndeki ağaç ile arkadaki duvarın da net çıkmasını istiyorsunuz. Bu yöntem 3 adımdan oluşur;
1.adım : fotoğraf makinesine en yakın konu olan ağaca netlik yapılır ve netlik halkasından ne kadar uzaklıkta olduğu öğrenilir, diyelim ki 2.5 metre olsun.
2.adım: fotoğraf makinesine en uzak konu olan duvara netlik yapılır ve netlik halkasından ne kadar uzaklıkta olduğu öğrenilir, diyelim ki ? da olsun.
3. adım: 2.5 metre ile ? değerleri netlik halkasında ortalanacak şekilde netlik yapılır(alan derinliği halkasının merkez çizgisine göre) ve bu iki değerin alan derinliği halkası üzerinde kesiştiği diyafram açıklığı değeri kullanmamız gereken diyafram açıklığı değeridir. Böylece netlik 6 metrede olur ve diyafram açıklığı değerini f=11 ayarlamamız gerekmektedir.
Pozlama başlangıçta da belirttiğimiz gibi; sabit film hızında, f/ diyafram değerleri diyafram açıklığı olarak adlandırılan delik çapından süzülecek ışık miktarını, perde hızı değerleri ise filmin ne kadar süreyle diyaframdan süzülerek gelen ışık miktarı ile pozlanacağını belirler. Diğer bir deyişle sabit film hızında pozlama bu iki değişkenin karşılıklı ilişkisi olarak adlandırılabilir. Bu ilişkiyi formüle edecek olursak;
T= ZAMAN
I= IŞIK ŞİDDETİ
E= POZLAMA
Olmak üzere TxI = E kuralını sağlar. Bu kurala karşılıklılık kuralı adı verilmiştir. Bu kural üzerince; formülümüzdeki T(zaman) iki katına çıkarıldığı takdirde aynı pozlamayı elde edebilmek için ışık şiddetini yarısına indirmemiz gerekir(veya karşılıklı olarak zamanı yarısına indirirken ışık şiddetini iki katına çıkarabiliriz).
Şimdi fotoğrafçılıkta kullanılan değerlerin oluşturdukları dizilerin özelliklerine bakarsak;
F
|
1.2
|
1.4
|
1.8
|
2
|
2.8
|
4
|
5.6
|
8
|
11
|
16
|
22
|
32
|
1/sn
|
2000
|
1000
|
500
|
250
|
125
|
60
|
30
|
15
|
8
|
4
|
2
|
1
|
Tabloda görülen diyafram değerleri ve enstantane değerleri dizilerinin ortak özellikleri vardır. Diyafram değerleri dizisin de her diyafram durağı (stop) kendinden önce gelen değerin yarısı kadar ışık geçirmektedir. Aynı şekilde enstantane değerleri dizisinde de her enstantane durağı kendinden önce gelen değerin iki katı daha uzun bir zaman dilimidir. Dizilerin bu özelliklerine ve karşılıklılık kuralına göre yukarıdaki tabloda her sütunda görülen değerler ikilisi pozlama bileşenleri olarak adlandırılır ve fotoğraf üzerinde etkileri farklı olmak üzere film üzerine eşit miktarda ışık düşecektir.
Diyelim ki f/4 diyafram değeri ve 1/60 enstantane değerine sahip bir pozlama bileşenine sahip bir konum için, pozlama değeri aynı kalmak şart ile 3 durak az ışık verecek(alan derinliğini 3 durak artıracak) diyafram değişikliği yapmak isteseydik;
f/4 – 3 durak fazla ışık verecek diyafram açıklığı değişimi f/11
1/60 + 3 durak fazla ışık geçirecek enstantane değeri değişimi 1/8
F/4 | F/11 | |
1/60 | 1/8 |
3 DURAKLIK POZ DEĞİŞİMİ
Makro çekerken
Fotoğraf çekerken zevk aldığım dallardan biridir makro. Ufacık bir hatanız güzelim kareyi bir anda yok eder, bu yüzden sinirleriniz ve elinizin sağlam olması gerekir. Öncelikler makro (yakın çekim) yaparken nelere ihtiyacımız olduğuna bir bakalım.
Slr makineler için (dijital yada kimyasal slr makineler için)
1.Extension Tupe :
İçi boş bir borudur. Genellikle 3 parçadan oluşur.
Kullanımı: Makine ile objektifinizin arasına takılarak objektifinizin f değerini değiştirmek böylece daha yakın çekimler yapabilmenizi sağlar.
+/- leri : 3 (genellikle) parçadan oluştuğu için çekim yapacağınız konuya göre uygun aparatı kullanma şansınız vardır. Hemen her objektif grubu ile kullanıla bilir. Yani gerek zum (17-35mm ile 75-300 mm arası) gerekse tek (20mm, 28mm , …, 300mm ) objektifler ile kullanılabilir. Büyük zum objektiflerde (75-300 mm. nin 300 mm. sinde ) sorunlar çıkarmaya meraklıdır. Genellikle 100mm objektiflerde iyi sonuç verir.
2. Close Up lens: Teorik olarak bir büyüteçtir.
Kullanımı : Objektifinizin filtre ringine takılarak çekim yaptığınız alanı çok da fazla yaklaşmadan büyütmektir.
+/- leri : Genellikle 3’lü takımlar halinde satılır (+1, +2, +4) ve kullandığınız objektifin filtre çapına göre genellikle yeni bir takım almanız gerekir. Kimi zaman filtre çapı çeviricileri ile kullanılabilir ama ben bu sonuçlardan çok da randıman alınabileceğini düşünmüyorum. Hemen her objektif ile kullanılabilmesine rağmen büyük zum’larda saçmalama eğilimindedir.
3. Tele converter :
Tele converter objektif ile makine arasına takılan bir aparattır ve “x” değerine göre objektifinizin değerini arttırır. Yan sanayi olarak 2x ve 4x değerleri vardır. Canon eos modelleri için 1.2x ve 1.4x üretmiştir. (bir çok eos modeli 5.6 diyafram değerinin üstünde AF yapamaz.)
Kullanımı : Makine ile objektif arasına takılarak objektif değerini artırarak görünür alanı büyültür. Bir nevi close up lens gibi çalışır.
+/- leri : Büyük F değerli objektiflerde kullandığınız makineye göre sapıtmalar olabilir.
4. Makro lens:
Üretim aşaması normal objektiflerden çok daha özel olduğu için yüksek maliyetlere sebep olan, ama çalışması en zevkli aparattır. Genellikler 50mm, 100mm ve 180mm olarak üretilir. (Objektiflerin üzerinde yakın çekim yaptığını belirten lale işaretleri sizi aldatmasın makro objektifler de mutlaka MACRO yazar eşek gibi. )
Kullanımı : Tahmin edeceğiniz gibi makineye direkt olarak takıp çekim yapma işine yarar. Üretim aşamasında gerek kullanılan lensler gerekse lens üstü kaplamaları özel olduğundan mümkün olan en az yansıma ve kırılma ile fotoğraf çekmenizi sağlar. Kimi yan sanayi üreticileri objektifleri ile 1.1 lensleri de verirler. Bu lens 24×35 mm. lik bir alanın direkt çekimini sağlar.
+/- leri : Makro objektif alacak param olmadığı için deneme yapma şansım hiç olmadı bir fikir beyan edemeyeceğim bu yüzden.
5. Flash :
Genellikler yan sanayi üretimi olmayan bir parçadır. Üreticisine göre bir yada iki ampul ile aydınlatma yaparlar. Objektiflerin önüne takılırlar.
+/- leri : Gerek taşımak gerekse kullanmak açısında külfetli olduğu kanaatindeyim. Stüdyo ortamında ise mükemmel işler çıkaracağını düşünüyorum.
Küçük makineler için
Genel olarak kompakt makineler oldukları için lens değiştirme şansımız yoktur. Bu yüzden Tele converter yada Extension Tupe de kullanımı mümkün değildir. Sonuç olarak sadece close up lens kullanma şansımız var. Bazı makineler de direkt olarak objektife filtre takma şansımız varken bir takım üreticiler ise bir aparat sayesinde filtre kullanımına izin verir (Canon PowerShot G1, G2, G3 ve G4 gibi)
Hangi tip makine kullanırsanız kullanın filtre kullanımı her objektif için çeşitli filtre çapları olduğu için oldukça masraflı bir iştir. Fransız mali COKIN bu durumu çok önceden hissetmiş olacak ki 90 yıllarda A ve P serisi olmak üzere iki ayrı model filtre üretimine geçti. Şimdi ise sadece P yapıyor. Amaç gayet basit. Hemen her objektif yarı çapında üretilen ringler ile plastik holder (taşıyıcı) sayesinde çeşitli filtreleri birden fazla objektife takabilme işini en ucuz maliyet ile kotarmak. (Bu gün 80-100 milyon arasında değişen bir polarize filtre yi üç kere almak yerine 3 ayrı ring alarak sorunu 9 € ile çözmek ise oldukça ekonomik olsa gerek)
Kullanıcılar arasında Cokin filtreler ile ilgili bir takım memnuniyetsizlikler olmasına rağmen ben bu güne kadar bir sorunla karşılaşmadım.
Makro çekerken dikkat edilecek hususlar….
Konu ne olursa olsun maksimum alan derinliğine ihtiyacımız olduğunu düşünecek olursak ( çok güçlü makro çekimlerinde yarım cm ile netlik gider gelir.) büyük F değeri kullanmak zorunluluğu bir gerçektir. Aynı zaman da maksimum metre ile çekime özen gösterildiğinde alan derinliği sorunumuz ortadan kalkar. Mümkün olduğunca bir ayak ile çekim yaparak titreme ihtimalini de ortadan kaldırırız. Siz siz olun makro çekerken mümkün ise tepe flashı kullanmayın hatta hiç flash kullanmayın. Flash yerine güçlü bir fener aynı işi görecektir. Hem de patlama yapmadan daha doğal bir ışık olacaktır. Gereken düzeltmeler de fener ile daha kolay yapılır.
Slr makineler için bir ufak ip ucu vereyim. Kullandığınız objektifi çıkarıp ters olarak makinenin üstüne eliniz ile tutturursanız mükemmele yakın bir makro objektifine sahip olursunuz. Deneyin enteresan sonuçlar alacaksınız. Bu arada unutulmaması gereken bir konu var. Objektiflerin bir kısmı ters takılı iken diyafram ve netlik yapamaya bilir. Bu durum da netlik sorununu yaklaşıp uzaklaşarak, diyafram sorununu ise objektifinizin minimum diyafram değerini göz önüne alıp uygun enstantane değeri ile çözeceksiniz.
Fotoğrafın temel kavramları
IŞIK
Işıksızlık fotoğrafı olanaksız kılar. Fotoğrafla uğraşanlar ışığın peşinde olmak, onu izlemek, yakalamak, hapsetmek, ne tür bir ışık olduğunu anlamak zorundadır. Işığı anlamak çok uygulama yapmayı gerektirir. Işık teknik ve estetik olarak fotoğrafın temelini oluşturur.
Işık kaynaklarıyla, bu kaynaklardan yayılan Işık doğal ve yapay olarak ikiye ayrılır. Gün ışığı, ay ışığı aydınlanmaları doğal ışık, ampul, flüoresan vb. aydınlamalar yapay ışık olarak anılır.
Işık şiddeti, ışık kaynağından yayılan ışığın gücüdür. Fotoğrafta karanlık ve aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğu farkı kontrast olarak anılır.
Yüksek kontrast koyu gölgelerden parlak beyaz aydınlıklara kadar geniş bir ton farklılığı içerir. Az kontrast karanlık gölgeler ve parlak aydınlıkların aşırı uçlarını içermeyen daha sinirli bir ton farklılığı ifade eder.
Fotoğrafçı yansıma, kırılma, kutuplanma gibi ışık özelliklerini bilmeli. Ayna, cam gibi pürüzsüz yüzeylere düşen ışık, geldiği açı ile hiç bozulmadan aynı ışık şiddetini yansıtmasına düzgün yansıma, duvar, kumaş gibi pürüzlü yüzeylerin yansıtmasına dağınık yansıma denir. Işığın su, cam gibi farklı yoğunluktaki ortamlardan geçtikten sonra yön değiştirmesidir kırılma.
Işık normalde her yönde titreşerek ilerler. Bu titreşimler süresince sadece belli açıdaki titreşimlerin bırakılıp, diğerlerinin söndürüldüğü ışığa polarize edilmiş yani kutuplanmış ışık denir.
Işık kaynakları kullanım biçimlerine göre de doğrudan gelen ışık, önden gelen ışık, yandan gelen ışık, ters ışık, üstten gelen ışık, noktasal ışık, dolaylı gelen ışık gibi isimler alırlar.
RENK
Bir ışık kaynağından yayılan ışınların nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyum renktir. Beyaz olarak algıladığımız gün ışığı, spektrumunda kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor renkleri verir.
Bilinen tüm renkler eklemeli ve çıkarmalı renk birleşimleri yöntemleriyle elde edilir:
Kelvin derece (K) ile gösterilen renk sıcaklığı ışık kaynaklarının renk kalitesini belirler. Işık kaynaklarının renk sıcaklıklarının bilinmesi sonuç görüntüde ki renk oluşumlarına ilişkin bilgi iletir. Kelvin değerleri arttıkça tonlardaki mavilik artar, kırmızılık azalır.
Film üreticileri kullanılacak ışığın renk sıcaklığına göre ayarlanmış ışığa duyarlı bileşikler kullanarak, renk sıcaklılıkları farklı filmler üretirler. Film üzerinde renk sıcaklık değerleri, üreticilerce yazılır.
Günışığı filmleri en yaygın kullanılanlardan biridir. Bu yüzden günışığının özelliklerini bilmek önemli. Gün ışığı sabahların erken saatlerinde sarımsıdır, akşama doğru kırmızılaşır; bunlar, ışığın yumuşak olduğu saatler, öğle saatlerindeki gelme açışı dikleşen ışık, sert ışık adını alır. Kışın, yaza göre daha mavi tonlar elde edilir. Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve mor ötesi ışınların etkisi artar.
Doğrudan gelen güneş ışığı gölgelere göre daha sıcak olur tonlu olurken, bulutlu ve puslu havalar grimsi-mavimsi tonlara kayarlar
IŞIKLAMA
Görüntünün oluşumu için gerekli ışığın belirli bir süre boyunca film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemi ışıklama (pozlama, exposure) adını alır. Doğru bir ışıklama için diyafram,örtücü hızı, film hızı arasındaki ilişkinin iyi bilinmesi, çekim esnasındaki hedefin doğru belirlenmesi önemlidir.
Doğru ışıklamada, aydınlatmanın özelliklerinin bilinmesi, objenin yansıtma gücü, film hızı, filmin renk duyarlığı, çevreden yansıyan ışık gibi etkiler belirleyici olur.
ÇEKİM SIRASINDA DİKKAT EDİLECEKLER
Hangi konuda olursa olsun fotoğraf çekmeye başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bazı konular vardır.
Fotoğraf makinenizin pil kontrolü yapılmamışsa yada film takılmamışsa çok sayıda fırsat kaçırabilirsiniz. Aniden karşınıza çıkan koşullar harika fotoğraf malzemeleri olabilir. Bunları yakalayabilmek için, önceden bütün kontrolleri yapılmış ve uygun film takılmış fotoğraf makinenizin yanınızda olması yeterli.
Seçtiğiniz konuya yakın durarak çekim yapmak daha iyi fotoğrafların tüm hakları elde etmenizi sağlar. Böylece arka planda gereksiz yere görünecek görüntüleri ayıklayabileceğiniz gibi, ana konuyu daha çok ortaya çıkarabilirsiniz. Ancak, genellikle tam otomatik makineler 1-1,5 metrenin altındaki uzaklıklarda net görüntü vermezler. Bu nedenle bu mesafeden daha fazla yaklaşmanızı önermiyoruz.
İnsanların yer aldığı fotoğrafların tüm haklarıı çekerken, onların doğal davranmalarını sağlayın. Bu, elde edilecek fotoğrafın ve fotoğrafta yer alanların daha doğal görünmesini sağlayacaktır. Kasılmış yada sıkılmış etkisi veren düzenlemelerden kaçının; konunuzun doğal ve sakın olmasını sağlayın.fotoğrafta arka planın basit olması, konunun daha öne çıkmasını ve daha güçlü görünmesini sağlar.
Fotoğrafı çekmeden önce arka planı kontrol etmeyi unutmayın. Gerektiğinde, yerinizi yada bakış açısını değiştirerek, istemediğiniz tüm görüntülerden kurtulabilirsiniz.
Ana konunun fotoğrafın tam merkezinde olması yanlış değildir; ama daha güzel, daha etkili fotoğrafların tüm hakları elde etmek isterseniz, konunun tam merkezde olmamasına özen gösterin. Böylece göze daha hoş görünen, daha hareketli görüntüler elde edebilirsiniz. Manzara fotoğrafların tüm haklarıı çekerken ön planda, başka bir deyişle sizin yakınınızda uygun bir nesnenin bulunmasına özen gösterin. Bu fotoğrafınıza bir derinlik ve boyut katar.
Fotoğraf çekerken ışığın yeterli olmasına dikkat edin. Daha iyi ışık koşulları fotoğrafınızın daha ilginç, daha renkli, daha boyutlu, daha güzel olmasını sağlar. Güneşli günlerde, bulutlu ve yağmurlu günlere göre daha iyi fotoğraf elde edebilirsiniz.
Bulutlu günlerde de iyi fotoğraf elde etmek olası; ancak bulutların rengi, yoğunluğu gibi başka ayrıntılara dikkat etmek gerekir. Böyle günlerde gölgeler azaldığından ışık, fotoğrafın her yerine eşit dağılır. Güneşli günlerde çekilen fotoğrafların tüm haklarıdaki gölgeler ışığın değişik etkilerini ortaya çıkarır. Bazen yaptığımız küçük dikkatsizlikler nedeniyle, iyi olacağını umduğumuz fotoğrafların tüm hakları bizi düş kırıklığına uğratırlar. Çünkü fotoğraf çekerken makinemizi oynatarak görüntünün bozulmasına neden olabiliriz.
Bunu önlemek için fotoğraf makinenizi vücudunuzun bir parçası gibi düşünüp, çekim sırasında soluğunuzu tutun. Işığın daha az olduğu koşullarda üçayak (tripod) kullanabilirsiniz. Üçayak, fotoğraf makinenizi üzerine koyabileceğiniz yardımcı bir alettir ve makinenizi sallamadan çekim yapmanızı sağlar.
Işığın yetersiz olduğu ortamlarda, konuyu aydınlatarak fotoğrafın çekilmesine yardımcı olan flaşı kullanırız. Birçok otomatik makinede kendiliğinden devreye giren bir flaş vardır. Ancak flaş gözümüzün gördüğü her yeri aydınlatamaz; genellikle, makinenin tipine göre ortalama 1,2-6 m arasındaki bir uzaklığın aydınlanmasına yardımcı olur.
Fotoğraf çekerken seçtiğiniz film de fotoğrafınızın güzelliğini belirler. Işık miktarıyla seçilecek film arasında doğrudan bir ilişki vardır. Işık azaldıkça daha hızlı filmler kullanılmalıdır.
Film hızı ISO/DIN denilen değerle gösterilir ve bu değer arttıkça film hızı artar. Çekim yapmak için bol ışıklı yerlerde düşük hızlı,
örneğin 100 ASA/DIN değerinde, az ışıklı yerlerde yüksek hızlı, örneğin 400 ASA/DIN değerinde filmler seçebilirsiniz. Artık fotoğraf çekmeye hazır sayılırsınız.
Bundan sonra bir ağacın, bir bulutun, bir günbatımının, bir deniz manzarasının, bir böcek, kuş yada sevdiğiniz bir başka canlının fotoğrafı her zaman doğayla buluşmanıza aracılık edecek. Bazen çekerken, bazen de çektiğiniz fotoğrafa bakarken.